EĞİTİMCİ, ŞAİR, YAZAR TURAN KAYIKÇI'NIN YAZISI: "SAKLAMBAÇ BAHÇESİ"

4/25/2025

SAKLAMBAÇ BAHÇESİ

Şair Erdem Arcan’ın 96 şiirden oluşan “Saklambaç Bahçesi” yapıtını içtenlikle okudum. Şiir az sözle çok şey anlatma sanatıdır. Şair bu tanıma özen göstererek, şiir gövdesinde sözcük tekrarından kaçınıp kısa şiir yazmayı yeğleyip, sözcük ekonomisine özen gösterdiği gözden kaçmadığı görülür. Şiirlerinden aldığım tat Cemal Süreyya ve Orhan Veli’yi çağrıştıran dizeler içimi ısıttı. Çoğumuz beğendiğimiz hangi şaire öykünmedik ki. İnsan bulaşıcı gelen şiir bir daha terk etmemek üzere yakanızdan ayrılmaz. Şiir sayesinde aşka, kavgaya, doğaya, kadınlara ve çocuklara ve tüm canlılara öteki gözümüzle bakarız. Öteki göz şairlere, yazarlara ve aydınlara özgüdür. O görülmeyeni gören, yazılmayanı yazan, konuşulamayanı konuşan muhalif bir düşün eksenine sahiptir. Erdem Ercan, bu özelliklerin yanı sıra hedonizmi “hazcılık) reddederek şiirin evrenselliğinde kendisine yol çizdiği görülür. Şiirleri yalın ve derin, sözcükler arsında geçişte temadan uzaklaşmayan gövde örgüsü dikkatten kaçmıyor.

Şairin şiirlerini üçayak üzerine inşa ettiğini gözlemleriz.

Birincisi doğa sevgisi. İkincisi hümanizm. Üçüncüsü düşünsel al yapı. Bu üçayak şairin şiirinin biçemini oluşturmuş durumda. İlk şiir kitabı olmasına rağmen edebi anlamda uzun bir yol aldığı, imge eksiliği olmasına rağmen şiir serüveninde yeni atılımlara açık olduğu izlenimi oluştu bende.

Derin su kaynakları barındırır şairler şiir çeperlerinde… Duyguları sağanak ve parçalı bulutludur. İç çekişlerinde aşk, sevda, hüzün, ayrılık sevdaya dair kol gezer mahfelinde,… Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” dizelerine çağrıştıran “Maske”şiiri: “gördüm/ masumca gülümsedi /suçlu yüzler/inandım/hayat bir sahne/herkesin yüzünde/sahte bir maske.”S.17) İnsanların gerçek yüzlerinin sahte gülüşlerinin altında yattığının tüm çıplaklığıyla açık bir şeklide anlatıyor.

“Kalp Çizgisi” şiirinde şairin şiire ne kadar vurgun olduğunu haykırarak doruklara çıkıp son isteğinin yerine getirilmesini istiyor; “kalp çizgim/durursa tekdüze/şiirler bastırın göğsüme/ nazım’dan umutlar/cemal sürreya’ dan sevdalar/ orhan veli’ den özlem olsun dizelerinde/ Mevsim sonbaharsa yapraklara/ ilkbaharsa papatyalara/ sarın bedenimi/kabrimde şiirler okunsun sadece”(S.14)” Birde değilse/elinizden dostlarım/demet demet şiirler bırakın/ hiç değişe/ gömüldüğüm yere.” S.15) … Şair sanki Cahit Sıtkı Tarancı gibi şairin son şarkısın söylüyor şiirinde…

“Saklambaç Bahçesi” Kitaba adını veren şiir; bir çocuk edasıyla karşılar bizi. Alır başımızı çocukluğumuzun gizemli anılarının canlandığı günlere götürür.

Çocuk/saklambaç bahçesinde/kaybolurdu bile bile/ hiç çıkmak istemezdi/ büyümesin diye/ büyüdü çocuk/ aydınlığa sığındı/karanlıklar/boğmasın diye.” (S.13).

Çocukken arkadaşlarımızın bizi bulması için saklandığımız karanlık ve izbe yerler; büyüdüğümüz zaman yaşamın gerçekleriyle karşılaştığında karanlıktan aydınlığa geçişi yalın bir şekilde gösteriyor.

Erdem Ercan 12 Eylül zulmünde yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’i unutmamış “Eylül Direnişi” şiiriyle anmayı onu yeğlemiş. “sen sonbahar olsan/ ben sende eylül/ne güzel yağardık/yaprak yaprak/özgürlük meydanlarına/sen sonbahar olsan/ ben sende eylül/on yedi yaşımızla buluşur/ yeniden direnirdik asker postallarına/hep çocuk kalırdık/ büyümezdik ölümlere.” (S.86 )

Şair vicdanı, yapılan katliamlara, haksızlıklara, ölümlere, yıkımlara sessiz kalamaz. Avazı çıktığı kadar haykırır. Tıpkı “ Madımak” şiirinde olduğu gibi:

havada ateş/ ateş yanıyor havada/ canlar üşüyor/yanıyor türküler/ yakılıyor/telleri kopmuş bir sazdan/kardeşlik türküleri yükseliyor/havada yanık kokusu var/türküler ağıt yakıyor/ yanık kokusu var havada/ canlarım üşüyor.”S.87)

Erdem Arcan, şiir eksenini doğa, çocuk ve kadın haklarını önceleyen diyalektik gerçeklik üzerine kurmuş. Biliyorum şiir yolun çok uzun şairim, kalemin keskin, düşün derin ve mavilerde buluşsun imgenin kanadı. Yolun açık başarın daim olsun…

TURAN KAYIKÇI

Related Stories